Yaşama Saygıya EVET! Termik Santrallere HAYIR!!

4 Nis 2011

Foça Çevre ve Kültür Platformu FOÇEP'e Destek Vermek - Nurdan ÇAKIR TEZGİN

Foça Çevre ve Kültür Platformu FOÇEP'e Destek Vermek

Geçen ay, Konak Belediyesi Prof. Dr. Türkan Saylan Alsancak Kültür ve Sanat Merkezi’nde düzenlenen “İklim Meydanı”nda tartışılan konuların vehametini sizlerle paylaşmaya yüreğim dayanmamıştı! İç karartan sıkıcı konular her yerde yeterince işleniyor, ben bari umut verici olayım diyorumdum lakin bu her vakit mümkün olmuyor.

Çok önemli bir toplantıydı, iklim değişiklikleri ve küresel ısınmayla birlikte yakın çevremizde var olan kimyasal tehlikenin boyutları etraflı olarak ele alınmıştı. İklim Meydanı’nın her yaştan çevrecinin katıldığı etkinlik konuşmacıları, British Council Bilim ve İklim Değişikliği Projeleri Müdürü Özlem Gökalp, BM. Ortak Programı Bölgesel Proje Koordinatörü Alper Acar, Ege Üniversitesi Ziraat Fakültesi’nden Prof. Dr. Ümit Erdem, IZSU Genel Müdürü Ahmet Alpaslan, 9 Eylül Üniversitesi’nden Prof. Dr. Sevinç Özkul, Ege Üniversitesi’nden Prof. Dr. Mehmet Sıkı, İzmir Gazeteciler Cemiyeti Başkan Yardımcısı ve Dünya Gazetesi’nden tarım yazarı Ali Ekber Yıldırım alanlarında tanınan isimlerdi.

İklim değişikliğinin olası sonuçları, konuyla ilgili neler yapılması gerektiği, bozulan tüketim alışkanlıkları, iklim değişikliğine nasıl uyum sağlanabileceğinin tartışıldığı “İklim Meydanı”nda dillendirilen konular, can sıkıcı olmaktan öte can yakıcıydı! Aliağa sanayi bölgesinin İzmir ve çevresine yaptığı kimyasal tahribatın boyutlarının dayandığı nokta karşısında yapılabilecek bir şeyin kalmadığını öğrenmek üzücü ve düşündürücü!



Dünya gezegeni üzerindeki hiçbir insan ve ulus, sekiz milyona yaklaşan nüfusuyla dünyanın sınırlı kaynaklarını israf etme ve kirletme hakkına sahip değildir. Söz konusu olan kişi ya da kişilerin özeli değil, tüm gezegenin geleceğidir.

Bizler, birey bazındaki insanlar olarak, iklim değişikliği hakkında çalışmak ve eylemde bulunmak zorundayız. Buna da, en yakınımızdaki çevre platformlarına destek vermekle başlamalıyız diye düşünüyorum. İşte Foça Çevre ve Kültür Platformu FOÇEP bunlardan sadece bir tanesi. “Güneş, rüzgar ve su bize yeter, termik santraller istemiyoruz.“ diyorlar. Yerinde ve olması gereken bir düşünce.



Uçup kaçan rüzgar, yakıp geçen güneş, akıp giden suyumuz insanların yaşam enerjisidir. Daha çok ekonomiyi değil, daha çok insanın sağlıklı yaşam hakkını düşünmek durumundayız. İnsan sağlığı ve teknolojik gelişim dualitesiyle seçim yapma zorunluluğu insanlığın çöküşüdür! Bu çöküş içinde yapılması gerekenleri araştırmak her dünyalının görevidir!

Siz, çoluk çocuğu, torunu torbası olanlar, bu dünyaya yeni insan varlıklar doğurmayı düşünen anneler siz ne yapmanız gerektiğini biliyor ve düşünüyor musunuz? Termik ve nükleer santraller için nasıl bir kişisel çıkarım içinde olacaksınız, bunu ölçüp tartıyor musunuz? Bebeğiniz ve torununuzun soluyacağı havanın içindeki öldürücü kimyevi atıkları nasıl bertaraf edeceğinizi düşündünüz mü? Artık böyle bir sorununuz var!

Şu an hiç bir şey temiz değil! İzmirliler ve çevresindekiler var olan bir kirlilikle yeterince boğuşuyorlar zaten, yağmurla üzerinize yapışan çamur ne akıllı çamur ki taa Afrika'lardan yol kat edip gelip size yapışıyor, burnununuzun dibindeki baca gazlarının kimyasal zehirlerin hiç suçu yok zahar!

Aliağa halkının durumu içler acısı, havada sınır değerleri binlerce kat aşan kirletici ve zehirli maddeler yer alıyor. Solunum yolu hastalıkları ve kanser vakalarındaki artışın vehameti karşısında halkın panik yapmaması için mi susma yolu tercih ediliyor? İlave santrallere nasıl bir gerekçeyle evet denilebilir?

Siz Foçalılar, Aliağa Ağır Sanayi Bölgesi’nden kuşbakışı kaç kilometre uzaklıkta olduğunuzu sanıyorsunuz; Sadece 12-14 kilometrelik bir hava boşluğunu paylaştığınızı biliyor muydunuz? Bu kadar iç içe olduğunuzu bilmek nasıl bir duygu?

Rakamlarla kafa karıştırmak istemiyorum fakat, geçen yıl Tahir Öngür’ün yazdığı şu satırları okursanız, artık pek de rahat uyuyabileceğinizi sanmıyorum!

Hadi kaçıp gidelim başka Foça’lar, Urla’lar, Karaburun’lar, Aliağa’lar bulalım! Nereye gidersek gidelim aynı atmosferi paylaşıyor olacağız. Kaçıp sığınabileceğimiz başka bir dünyamız olmayacak. 





 


Nurdan ÇAKIR TEZGİN   
Yayın Tarihi: 03.04.2011  
Kaynak:  http://www.focafoca.com/default.asp?sayfa=31&id=6235

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder