Yaşama Saygıya EVET! Termik Santrallere HAYIR!!

31 Mar 2011

KUŞKULUYUM, KORKUYORUM, KINIYORUM…

Bir süre önce feci şekilde hasta oldum. Yatak döşek yattım. Bu yaşıma geldim böyle bir “Grip” olmamıştım (bu duruma hep grip teşhisi konur). O gripcik 5-6 günde geçerdi. Bu ise günlerce, haftalarca sürdü. Evin öteki ferdine de geçti. O da yatak döşek yattı. Biraz kendime gelince dışarıya attım kendimi. Bu arada birçok toplantı kaçırdım. Hep beraber olduğumuz arkadaşları da göremedim.

“Aaa, merhaba, nasılsın görüşmeyeli?”

“ Nasıl olayım, hastayım günlerdir”

“Ben de öyle, bugün ilk defa çıkıyorum. Gel şurada oturalım”

Birkaç arkadaşın yanına oturduk. Süzülmüşler. Aynı “Gripten” mustaripler.

“Bir mide bulantısı, ateş ve öksürük…”

“Sorma, bende de öyle başladı”

“Sanki bronşit gibi. Sigara içmiyorum. Hönkür hönkür öksürdüm günlerce”

“Kaç kez acile gittim”

“Doktorlar da şaşırmışlar”

“ Daya antibiyotiği gitsin”

“Ben sonuna kadar içtim. Gözüm korktu bir kere”

Konuşmalar bu minvalde gitti. Yanımıza gelen her arkadaşa “nasılsın” diye sorarken yüzde yüz hastalığını tahmin ediyorduk.

“Sen de mi?”

“Siz de mi?”

Biraz ortalık yatışınca, ben ne zamandır kafamı kurcalayan bir düşünceyi ortaya atmaya karar verdim. Beni anlayacaklarından emindim. Çoğumuz FOÇEP’in toplantılarına katılmış, dinlemiş, dinlemiş, dinlemiştik.

“Hani Aliağa’daki hava kirliliğinden anlatmışlardı ya”

“Yoksa senin de mi aklına takıldı, benim gibi”

“Evet. Aliağa bölgesinde oluşan kirleticiler rüzgârla taşınarak ta Foça’ya kadar yayılıyorlar. Biz de bu havayı soluyoruz. Vücudumuz zayıf düşüyor. Solunum zorluğu, bronşit ve öteki akciğer hastalıkları baş gösteriyor. Sigara içen bir kişi daha uzun süre hastalıkla mücadele ediyor.”

“Bunu, ben de duymuştum. Mide bulantısı ve ateş de hemen baş gösteriyor”

“En vahşisi de, havayı kirleten maddeler zamanla zemine çökerek toprağı kirletiyor”

“Ay, ben son zamanlarda çok sebze, ot yedim. Ispanak, kuzu kulağı, ne bulduysam”

“Acaba bunlarda ‘zehir’ mi var?”

“Ay sus ağzından yel alsın. O güzelim otlar da mı…”

“Düşün daha termik santral filan yapılmadı oraya”

“Evet, ama var olan demir-çelik tesislerinin bacalarından çıkan ve açıkta depolanan malzemelerden kaynaklanan toz emisyonları, bünyesinde tehlikeli organik kirleticileri içeriyormuş. Çok teknik oldu ama FOÇEP toplantılarının yararı oldu. Anlayabiliyoruz artık.

“Üstüne üstlük dünyanın dört bir yanından gelen gemi sökümleri daha da korkunç. İnsan sağlığına zararlı kirliliği yayıyormuş, yıllardır.”

“Yani Aliağa’da çevre kirliliği had safhaya ulaşmış zaten. Her kuzey rüzgârıyla İzmir’e kadar yayılıyor. Tabii Foça’dan geçerek. Açıkçası yavaş yavaş intihar! ediyoruz.” Dünyadaki cenneti bulduk derken, cehennemi mi yaşatacaklar bize Foça’da?

“ Sizler de böyle düşündüğünüze göre. Yoksa biz şu hava kirliliğinden mi yatak döşek yattık.”

“Başka bir açıklama var mı? Gittikçe de artacak bu hastalıklar. Artık her şeye “Grip” demeyi bırakalım. Ya da ‘bi şeyy olmaza’ devam edelim”

“FOÇEP, termik santral ve çimento fabrikası açıldığında neler olacağını kendi sitesinde anlatıyor. Bakmak yararlı olur.”

“En çok canımı yakan ise çimento fabrikasının Kyme antik kentinin üstüne yapılacak olması”

“Gelecek kuşaklara nasıl bir tarih veya tarihsizlik bırakıyoruz. Sık sık çocuklarımızı götürüp göstermeliyiz kalan zenginliklerimizi”

“Hadi ben kalkıyorum. Evde hastam var! Aman kendinize iyi bakın”

“Sağlık kadar önemli bir şey yok vallahi”

Konuşma yeniden başlayacağa benziyordu. Hızlı hızlı uzaklaştım oradan. Kuşkularımın doğrulandığını düşündüm.

Tüm tanıdık ve tanımadıklarıma geçmiş olsun diyorum.

Zuhal ÖZÜGÜL

Yayın Tarihi: 28.03.2011
Kaynak
http://www.focafoca.com/default.asp?sayfa=31&id=6171

7 Mar 2011

FOÇEP Asırlık Zeytin Ağaçlarını Tescil Ettiriyor

 
Foça Çevre ve Kültür Platformu asırlık zeytin ağaçlarını tescil ettiriyor.

Bağarası, Kozbeyli ve Yeni Foça’da yaşayan gövde çapları 6m - 9.5 m arasında değişen onbeşin üzerinde asırlık zeytin ağacı tespit edilerek tescil çalışmalarına başlandı.

6 Mar 2011

FOÇA'DA DENİZ KİRLİLİĞİ

İzmir`in Mavi Bayraklı sahil beldelerinden Foça ilçesinde meydana gelen deniz kirliliğine vatandaşlar tepki gösterdi.



Foça İngiliz Burnu Yarımadası sahil şeridinde bu sabah erken saatlerde turuncu renkteki bir sıvı kıyıya vurdu. Vatandaşlar durumu hemen Foça Liman Başkanlığı`na bildirdi. Kirliliğe tepki gösteren vatandaşlar, "Foça`da faaliyet gösteren hiçbir balıkçı ya da diğer tekne sahiplerinin böyle bir kirliliğe neden olabileceğine ihtimal vermiyoruz. Böylesine ne olduğu bile belirsiz bir kirliliğin kaynağı ilçemiz açıklarından İzmir Körfezi`ne giriş çıkış yapan ticaret gemilerinden herhangi birisi olabilir" dediler.

Kirlilikten ötürü endişe duyduklarını belirten Foça Kültür ve Doğal Varlıkları Koruma, Geliştirme ve Dayanışma Derneği Başkanvekili Hayrettin Avcı, acil olarak ilgili makamlar tarafından gerekli önlemlerin alınmasını ve kirliliğin kaynağının araştırılıp, sonucun kamuoyuna açıklamasını istediklerini söyledi.

Foça Liman Başkanlığı tarafından konuya ilişkin yapılan açıklamada ise, "Söz konusu deniz kirliğinin gemi kaynaklı olmadığını tahmin ediyoruz. Çünkü bugün rüzgarın ve akıntıların yönüne baktığımızda kirliliğin iddia edildiği gibi Foça açıklarından sahilimize ulaşması imkansız. Kirliliğin karasal kaynaklı olduğunu düşünüyoruz. Özellikle Foça gibi çevreye duyarlı denizcilerin yaşadığı bir ilçede herhangi bir denizcimizin böyle bir kirliliğe neden sebebiyet verebileceğini düşünmüyoruz. Fakat yine de her ihtimali göz önünde bulundurmak zorundayız. Foça Belediyesi yetkilileri ile birlikte denizden numune alarak, gerekli tahlilleri yaptırmak adına konuyla ilgili çalışma başlattık. Sonucu en kısa sürede kamuoyuna açıklayacağız" denildi.

Foça İngiliz Burnu Yarımadası`nda deniz kirliliğinin oluştuğu bölgede denizdeki leğen, poşet, sigara izmariti, boş su bidonları ve kutu parçaları da dikkat çekti.

Kaynak: www.rthaber.com (15.02.2011)

5 Mar 2011

İzmir’in Dilovası!

YAZIN bir köşeye...
Bu sözümü de unutmayın; beş yılı bulmaz İzmir’de de, tıpkı Kocaeli’deki Dilovası gibi toplu ölümlere tanık olacağız.
Nerede  biliyor musunuz; İzmir’in Kuzeyi’nde...
Aliağa, Kozbeyli, Gerenköy, Gencelli, Yeni Foça, Helvacıköy, Şakran çevrelerinde...
* * *
Bakırçay’ın; Menemen-Aliağa arasındaki bereketli toprakları, ne yazık ki birilerine peşkeş çekilerek, bu bölgede tam bir çevre katliamı yapılıyor.
Sanayi ve ağır sanayi hiç şüphesiz ki bu ülkenin vazgeçilemez, olmazsa olmazlarından.
Ama, sanayi tesisini dilediğiniz yere, dilediğiniz süreçte kurabilirsiniz.
Yeter ki yatırımcının parası olsun.
Ama katlettiğiniz doğayı, yeniden kazanmak ve eski haline dönüştürmek ne yazık ki mümkün değil.
Bugün Aliağa ve çevresinde üzerine kurduğunuz demir-çelik fabrikalarıyla yok ettiğiniz o verimli topraklar, milyonlarca yılda bu hale geldiler.
Ya o kirlettiğiniz hava...
Zehirlediğiniz yeraltı ve yerüstü sularımız...
Kazandığınız milyon dolarlara, ürettiğiniz onbinlerce ton demir ve çeliğe değer mi?
* * *
İzmir’de yaşayacak olan gelecek nesil için büyük endişelerim var.
Hiç kimse bu ülkede üretime, sanayiye, enerji santrallerine karşı değil.
Olamaz da...
Ancak, bu kentte çivi bile çakılmasına izin verilmeyecek bir bölgeye, sanayi tesisi kurulmasına göz yummak, İzmir’e yapılacak en büyük kötülüktür.
Doğa eşkıyalığıdır.
Anayasamızın 56. maddesini ihlaldir.
* * *
Uyumayın beyler, uyanın artık...
Çevre İl Müdürlüğü, ilgili vali yardımcıları, kalkın koltuklarınızdan da gidin görün bu bölgedeki katliamı.
Yok şu yapıldı, bu ceza kesildi savunmalarından bıktık usandık.
Sonuç ne beyler, sonuç?
Siz ondan söz edin...
Fabrikatörlere teslim misiniz?
Bir onu bilelim...
Hayırsa, ne yapıyorsunuz?
Bilgi verin de öğrenelim...


Hamdi Türkmen


Kaynak: Milliyet - 04.02.2011

YENİ FOÇA GİRİŞİ UYDU GÖRÜNTÜSÜ

Uydu Görüntüleri mevcut kirliliği Belgeliyor.

İzmirin Dilovası.!


AÇILAN DAVALAR DÜŞEBİLİR..

Davalar Bilirkişi Ücretine Takıldı..
Aliağa Çakmaklı Köyü’nde ithal kömüre dayalı olarak kurulması planlanan termik santrale ilişkin verilen Çevresel Etki Değerlendirme Raporu’nun (ÇED) olumlu çıkmasının ardından, çevreciler ve yurttaşlar tarafından ayrı ayrı açılan davalar, “bilirkişi ücreti”ne takıldı.    
Aliağa Çakmaklı Köyü’nde ithal kömüre dayalı olarak kurulması planlanan termik santrale ilişkin verilen Çevresel Etki Değerlendirme Raporu’nun (ÇED) olumlu çıkmasının ardından, çevreciler ve yurttaşlar tarafından ayrı ayrı açılan davalar, “bilirkişi ücreti”ne takıldı.
Mahkemelerin davaların birleştirilmesi istemlerini reddettiği için toplam bilirkişi maliyetinin 400 bin lirayı aştığı belirtildi.
Edinilen bilgiye göre, Aliağa, Foça ve Menemen’deki sivil toplum örgütleri, siyasi partiler ve yurttaşlar, ÇED’in yürütmesinin durdurulması ve planlamanın iptali istemiyle toplam 130 dava açtı. CHP İzmir Milletvekili Kemal Anadol’un da dava açtığı santral için İzmir İdare Mahkemesi, her davacıdan 3 bin 500 lira bilirkişi ücreti istedi. Bunun üzerine bir çok başvuru düşme tehlikesiyle karşı karşıya kaldı.